Bugüne kadar Trabzonspor yönetimine hep yön vermeye çalıştık. Kaliteli lobicilik yapılması gerektiğini, algının iyi yönetilmesi gerektiğini, taraftarımızın serzenişlerine kulak verilmesi gerektiğini ve gerçek gündemin taraftarımızın gündemi olduğunu vurguladık. Başarıyı tebrik ettik, başarısızlığa karşı ise çekinmeden sert tedbirler önerdik. Kimsenin dikkate alıp almamasını da önemsemedik. Çünkü temel hedefimiz her zaman Trabzonsporumuzun gerçek sahibi olan taraftarımızın endişelerine tercüman olmaktı.
Geldiğimiz noktada yaşanan başarısızlıkların üzerine “Âmin” dedik. Bundan sonra biraz da yaşanan sıkıntıların temellerine inmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Trabzonspor’da yaşanan sıkıntıların çoğunun Türk futbolunda yaşanan sıkıntıların bir uzantısı olduğunu tespit etmemiz gerekiyor. Oturup düşündüğümüzde ve son iki yıldır yaşanan olayları hayalimizden geçirdiğimizde şu temel problemleri sıralayabiliriz:
Futbolda adaletsizlik
Futbolda kayırmacılık
Futbolumuzda paranın tahakkümü
Futbolda şiddet
Futbolumuzun dünya klasmanında bir türlü gelişememesi
Futbolda profesyonel anlayışa geçilememesi
Zaman zaman bu problem başlıklarıyla ilgili görüşlerimizi sizinle paylaştım. Ancak takdir edersiniz ki bu sorunlar aslında birer sonuç. Türk futbolunun dönüp dolaşıp bu problem kuyularına düşmesinin ardında yatan ana sorunları ortaya koymakta yarar var.
Hani derler ya, “en kısa yol en iyi bildiğin yoldur.” Ben de diyorum ki, “en kısa yol eğitimdir.” Biz her zaman eğitim çözümünün çok uzun vadeli bir çözüm olduğundan yakınır ve bu yola girmeye yanaşmayız. Çoğu zaman en pratik yolu seçeriz, günü kurtarırız; ancak en kritik zamanda takılır kalırız. Sonra da başımıza gelen belaları temel problemler zannedip onlarla baş etmeye çalışırız.
Futbolda alt yapısı sağlam, kalıcı bir noktaya ulaşmamız için işe doğru bir spor eğitiminden başlamamız gerekiyor. Aslında zamanın milli eğitim camiası okullardaki spor eğitimini “beden eğitimi” olarak tanımlamakla çok doğru bir yaklaşım sergilemiştir. Çünkü eğitim ve öğretim kavramları birbirinden çok farklı kavramlardır.
Öğretim çocuğun beynine bilgi yüklemeye ve en fazla bu bilgiyi yorumlama yeteneğini geliştirmeye yöneliktir. Hâlbuki eğitim, çocuk için bir yaşam biçimi kurgular. Çocuğun ömrü boyunca ortaya koyacağı davranış biçimlerini belirlemeye çalışır. Alışkanlıklar üretir ve bu alışkanlıkları biçimlendirir. Bu yüzden de eğitim ilk başladığı yer ailedir. Okul daha sonra devreye girer ve belirleyici olma bakımından oldukça gerilerdedir.
Ailede başlayıp okulda ve diğer sosyal alanlarda şekillenen eğitim süreci, bir yönüyle de çocuğun ahlakının oluşmasını sağlar. Bu noktada Atatürk’ün şu veciz sözünü hatırlatmakta yarar görüyorum:“Ben sporcunun zeki, çevik ama aynı zamanda ahlaklı olanını severim.”
Bu söz futbolda ve sporda bugün yaşadığımız sıkıntıların temel noktasına vurgu yapıyor. Eğitimde alamadığımız mesafe karşımıza futbolda bir türlü alamadığımız mesafeye açıkça işaret ediyor. Ortalık ağzı küfürlü, eğitimsiz, bencil, yalancı, numaracı futbolcularla ve spor adamlarıyla dolu.
İşte bunu düşündüm. Biz bir kulübü kötü yönetimden kurtarsak, şampiyonluklar yaşasak ne olacak? Futbolda ve sporda eğitimli ve ahlaklı insanlar üretemiyoruz. Ayakları iyi, ancak niyetleri bozuk sürüyle futbolcu var ülkemizde. Hakemi kandırarak penaltı kazanmak maharet haline gelmiş durumda.
Evet, Türk futboluna ve Türk sporuna eğitim noktasından yeniden bakmalıyız. Tam tersine sporcu olmak ile iyi eğitim almak arasında büyük bir çelişki yaşanıyor. Bu çelişkiyi ailelerimiz bizzat yaşıyor. Bazen çocuklar “ya okul ya spor” ikilemi arasında bırakılıyor. Eğitimiyle spor yaşamını sağlıklı yürütebilen insan sayımız oldukça düşük seviyelerde. 20 yılı aşkın bir süredir liselerimiz önemli spor organizasyonlarında başarı kaydedemiyor. Örneğin, Trabzon Lisesi’nin futbolda sağladığı uluslararası başarının devamı bir türlü gelmiyor.
Diğer taraftan, belediyelerimiz ise spor eğitimi konusunda çok önemli sorumluluklar üstlenmek yerine; futbol takımlarını birinci lige çıkarmakla meşgul oluyorlar. Çok büyük bir yanlış içindeler. Bir belediye futbola böylesine neden odaklanır? O yörenin çocuklarını ve gençlerini sporun her dalında eğitmek ve sporda topyekûn eğitim hamlesi başlatmakla görevli olan belediyeler spora ayrılan kaynağın çok daha fazlasını hangi gerekçeyle futbola akıtırlar?
Sonuç olarak, ülkemizde spor ile eğitim arasındaki barışı ve sıkı işbirliğini sağlayıcı sistemleri acil olarak kurmak durumundayız. Yukarıda değindiğim problemler yeni bir sistemi zorunlu kılmaktadır. Projeleri tartışmalıyız. Trabzonspor’un saha sonuçlarını şimdilik kan kussam da kızılcık şerbeti içtim diyerek kendimi oyalamayı düşünüyorum. Hayırlısı olsun diyerek işimize bakalım.
Bu çerçevede, sonraki yazımda bu sistemi beraber arayacağız. Elbette ki okuyucularımdan öneriler bekliyorum.
Sağlıcakla kalın..
“İlim meclisine girdim, kıldım talep, İlim tâ gerilerde kaldı, illâ edep illâ edep..” Edep, nefsini tanıyıp
haddini bilmektir. Edep, kibri kırıp tevazuya sarılmaktır. Edep, fani dünyayı tanıyıp boş davaları bırakmaktır. Edep, pişman olunacak şeyleri yapmamaktır. Kısaca edep, güzel ahlâktır. Güzel ahlâk ise, içiyle dışıyla doğru olmak ve bu doğruluk üzere yaşamaktır. Edep aileden başlar. Aile yaşantımızdaki çöküntü maalesef çocuklara da yansıyor ve bu spor dahil tüm iş ve sosyal yaşantısında çocuklara işliyor. ve Günümüzde maalesef daha çok sokaklarda gününü geçiren çocuklar futbolcu oluyor. Çocuğu ile ilgilenen aileler ise yeteneği varsa bile çocuğu sadece okumaya yönlendiriyor. Sporun çocuğun zihnini dağıtacağını düşünüyor. Geleceğim sonuç tam teşekküllü spor okullarının kurulması gerekiyor. Çocuk futbolu sokakta öğrenmemeli. Ailede çocuğu güvenli bir ortamda spor’a yönlendirmeli. Eminizki spor ahlakıyla yetişen bir çocuk kesinlikle edep’siz olmaz. Saygılarımla…
Tekin Bey,
Sporcunun ahlaklısı tamamda, yöneticinin ahlaklısı ne zaman Trabzonspor görecek. Bu rezil durumdan biz ne zaman kurtulacağız. Sadri Bey Trabzonspor küme düşüp satacak bir tek futbolcu kalmayınca mı çekip gidecek.
Biz Yöneticinin Zeki, Çevik ve aynı zamanda Başarılısını Seviyoruz. -TRABZONSPOR TARAFTARI-
Dünyada futbol seyircilerin büyük çoğunluğunun 15-25 yaş grupları arasında yoğunlaştığı görülmektedir. Yapılan araştırmalara göre orana vurursak yaklaşık %50 sine denk gelmektedir. Bu yaşlar çocukların karakterinin oturmaya başladığı yaşlar. Tribünlerde küfürlü ortamların içerisinde büyüdüğünü düşünürsek ortaya vahim bir sonuç çıkmaktadır. Sayın Tekin bey’in yazısı bu açıdan bence çok önemli ve üzerinde uzunca durulması gereken bir konu. Yazılarınızı takip etmeye devam edeceğiz. Selamlar.
evet sevgili KÜÇÜKALİ yine derslik bir yazı yazmışınız sizin le bir karadenizli olarak gurur duyuyorum RABBİM sayılarınızı arttırsın
evet TEKİN bey kanıyan bir yaraya yine parmak bastınız önce ülkemizde ahlaklı futbol yöneticileri olmalı her türlü ahlaksızlığın yapıldığı ülkemizde şikenın kol gezdiği her türlü ahlaksızlık edepsizliğin kol gezdiği bir ortamda ahlaklı ne sporcu yetişir neden ahlaklı nesil yetişir daha çok söylenecekler var ama yazınız için tşekkürler
Sayın Başkanım Artık bıcağın kemiğe dayandığı noktadır acilen tedavi şart ama nasip olur hayırla yok değilse anladığı dil ile Siz büyüklerimizden ricamız Artık yeter demenin zamanı geldi siz büyüklerimizin önderliğinde sadri şener tedavi edilmesi lazim !
önemli olan doğru izi takip edebilmek, doğru tabelaların gösterdiği yönde ilerlemek. Tekin başkanım artık kaliteli şahsiyetlerin tez elden imkanları doğrultusunda gönlünden geçirdiği, insanlığa sunmak istediği düşüncelerini hayata geçirmelidir diyorum. çok çalışı emek sarfetmemiz lazım “demir tava geldi kömür bitti, akıl başa geldi ömür bitti” acele edelimki biraz talafi edelim sayın başkanım. Ben sizi her alanda etkili ve yetkili yerlerde görmek istiyorum. Yazınıza yürekten katılıyorum. İlk emir “oku”. Sporda, siyasette, kahvede, handa, hamamda eğitim sayın başkanım eğitim…
Tekin Başkan,
Sizin gibi akil adama Trabzonsporun ihtiyacı var. Trabzonsporun üzerinden bir türlü benden sonra adam yok diyen Sadri Şener senden sonra çok akil adam var. GİT SADRİ GİT, MÜTEAHHİT ŞİRKETİNE GİT, BİZİ NE OLUR BIRAK VE GİT. ANLA İSTENMİYORSUN ARTIK İSTİFA ET VE GİT MÜTEAHHİT SADRİ GİT.
EN BÜYÜK BAŞKAN SADRİ BAŞKAN İNATINA SADRİ BAŞKAN
Tekin Bey, sizi anlıyorum. Siz taze kan gelmeli dedikçe bunlar yanlış anlıyor, kulak asmıyorlar. Siz dinlenmeyen tavsiyeyi tekrarlamaktan bıktınız biliyorum. Ancak taraftar olarak bizler bu takımın göz göre göre kümeye doğru kayışını izlemek istemiyoruz.
BEN TARAFTARIMIZIN SOKAKLARA ÇIKIP EYLEM YAPMASINI YÖNETİMİ BIRAKMAYA ÇAĞIRMASININ GEREKLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.
Uzun bir süredir gerek Sayın Küçükali, gerekse bu alanda yorum yazanlar olarak sadece eleştirmekle kalmayıp çözüm yolları da gösterdik. Gerektiğinde kapıyı da gösterdik. Ancak gelinen nokta ortadadır, açıkça konuşmak gerekirse,
1.Trabzonspor artık sıradan bir takımdır
2.Avni Aker artık bir cehennemden çok, rakip taraftarın şehirde gezdikten sonra bir de üzerine galibiyet yada puanlar kapıp haftasonunu mutlu olarak noktaladığı bir spor merkezidir.
3.Trabzonspor başkanı ve yönetimi sesi duyulmayan, etkisi ve yetkisini tamamen kaybetmiş sıradanlaşmış bir topluluktur.
4.Sadri Şener sosyal medyanın şaklabanıdır.
Bu cümleleri yazarken sinirlenmemek mümkün değildi, mazur görün ama bu yönetimin yaptığı en büyük kötülük, “camiayı sıradanlaştırmak” oldu. Bu sıradanlık içinde Trabzonspor’un ligden düşmesine de şaşılmaması gerekir. Sonuçta FB, GS yada BJK değildir Trabzon. Ligden düşse şehir yıkılır, ülkeye birşey olmaz. Tekin bey’in de sık sık vurguladığı gibi Trabzonspor artık sadece yerel bir değer. Anadolu’yu temsil etmiyor. Bu haldeyken temsil etmesi de beklenemezdi.
Ucuz bilet ve basit çıkarlar uğruna yönetimin arkasında duran sığ beyinler, Tekin bey önderliğinde burada yapılan lobicilik, algı yönetimi ve eğitim gibi modern yönetimin olmazsa olmazlarını malesef kavrayamayarak buradaki fikir alış-verişlerini lakırdı olarak görmekteler.
Williams Jones ne güzel söylemiş:
“İnsanın evrendeki durumu, bir kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve dinler ama hiç bir şey anlamaz”.
teşekkürler
Eyy yönetim oku oku ve ders al bilgi al ve bunlardan ders çıkar ve bir olsun dinle sesimizi Tekin bey size çok çok teşekkür ederim siz hocalınızı iyi yapıyorsunuz lakin öğrencilerinizde iş yok illa küme düşecez diyorlar ama şunumda iyi bilmeleri lazım bu taraftar onların hesaplarını biliyor ama bu zamana kadar sesiz kalmalarının sebebi Trabzonspor un yara almamasıdır ama iş bu hadeden sonra değişecektir inanıyorumki bu taraftar bunlar tükürcükleri ile boğacaktır.
Sayın Tekin KÜÇÜKALİ;
TÜM YAZILARINIZI OKUDUĞUMDA sonuç şu
sütlüye tatlıya dokunmadan verilen gizli görevinizi tüm enstrümanları kullanarak yerine getirmektesiniz.
-taraftara bu kulübü siz yönetmelisiniz siz yöneteceksiniz sizsiniz sözleriyle taraftarın bu kulübü yönetmiyormuş olgusunu oluşturmak istiyorsunuz.. ve bu çerçevede yazılar yazıyorsunuz
-sürekli taraftarın o beğenmediğiniz eğitimsiz kesimin sözlerini allayıp pullayıp güzel sözlerle aynı kesimin sempatisini kazanmaya çalışıyorsunuz
-Eğitimli kesiminde sempatisini kazanabilmek içinde bugünkü yazılar gibi yazılar yazıyorsunuz
TARAFINIZCA CEVAPLANMASINI İSTEDİĞİM 3 SORU
1- şike süreci Trabzonspor cephesi tarafından kapatılabilmesi için hangi yazar ve gazeteciler iş başında olup, bu süreç Sadri Şener yönetimi gitmesiyle kapanmış olacak mı
2- 2010-2011 yılında Trabzonspor şampiyon olmuş mudur olamamış mıdır
3- bir insan da aynı anda hem politik, hem doğruluk dürüstlük hemde zeka olr mu… olmaz ise neden
göreviniz de başarılar diler .
saygılarımla…
Siz şaka mısınız? Gizli görev ne demek? Takımın şu berbat durumuna isyan etmek mi gizli görev? Yol göstermek mi gizli görev? Gizli görev bu ise “açık-saçık görev” nedir bunu bir tanımlayın önce!
Eğitimsiz ve eğitimlileri kucaklamak tüm yöneticilerin görevi olmalıdır. Tekin Bey, eğitimsizleri duygularıyla, eğitimlileri ise modern rasyonel yöntemlerle kucaklamaya çalışıyor. Ayrıca eğitimsizliğin de bir suç olmadığını ve temelden eğitimle tüm problemlerin çözülebileceği yaklaşımına sahip. Bundan ötesi olabilir mi? Çevrenizde bir İngiliz, bir Senegalli ve bir adet Hintli varken bu insanlarla nasıl anlaşırdınız? Önce kendi dillerinde konuşursunuz -ki bu da bir meziyettir-, sonra ortak bir dil oturtmaya çalışırsınız.
Küçükali’nin yazdıklarını okumadan önyargı ile yaftalayarak yorum yapmak en kolayı. Çamur at, izi kalsın. Hala şike sürecinden bahsedebiliyorsunuz. Tarihine bu kadar odaklı ve şovenist bir toplum olamaz. Süreç geçti, takım düşmek üzere, bilmiyorum farkında mısınız? Yönetim bunu fazlasıyla kullandı. Hepimiz anladık, kavradık, destek olduk. Ama görüyoruz ki sizin gibiler sayesinde bu yönetim başımızda, bizim başımız ise yerlerde.
Buna hakkınız yok, şu yönetimin arkasında durmaya hakkınız yok! Siz durdukça her hafta biz eziliyoruz, alay edilen oluyoruz.
Teşekkürler
Sayın Ömer Bey;
öncelikle şunu bilmelisiniz büyük başarıların yolu kaybetmekten gecer. Bu takımın başarısızlığı 3 Temmuz ile başladı. Trabzonspor haklı iken siz ve sizin gibi yandaş ve koltuk sevdalıları tarafından her türlü olgu kullanılarak takım üzerinde baskı kuruldu. NE DEMEK ŞİKE SÜRECİ BİTTİ NE DEMEK… HAK VERİLMEZ ALINIR … “bu kadar odaklı ve şovenist bir toplum olamaz” demişsiniz kendinizi o kadar iyi tarif etmişsiniz ki hiç bir değer yargınız olmadığını görüyorum. “yönetim başımızda, bizim başımız ise yerlerde” diyerek beni ve Trabzonsporumu taraftarımı olmadığımız durumda gösteremezsiniz… BAŞIMIZ HEP DİK OLDU . HER HANGİ BİR KİMSEYE NE BİAT ETTİK NE BAŞIMIZI EĞDİK …
Sayın Ömer Bey;
1- Şakamısınız… Sizin gibi entelektüel , vizyon sahibi modern, din, dil ırk ayrımı yapmayan bir dünya insanına şaka yapmıssak af ola..
2-Takımın berbat durumuna isyan etmek: evet doğru bundan yola çıkarak gizli emellerinizi ulaşmak istiyorsunuz..
3- Bu takıma ne kadarlık katkınız var ki yol gösterecek konumdasınız
4-eğitimsizleri duygularıyla, eğitimlileri ise modern rasyonel yöntemlerle kucaklamaya çalışıyorsunuz, ya olduğunuz gibi görünün ya da görüntüğünüz gibi olun
5-Önce kendi dillerinde konuşursunuz -ki bu da bir meziyettir-, sonra ortak bir dil oturtmaya çalışırsınız, sizler dil bilimcisimisiniz ne kadar meziyetlisiniz
6-Tekin beyin tüm yazılarını okuyorum saygı ile karşılıyorum. onun görüşüne saygılıyım sizlerde benim kine saygılı olmak zorundasınız
7-süreç bitti. Hiç bir şey bitmedi tüm hızıyla devam ediyor
8-Yönetim bunu fazlasıyla kullandı- kime karşı size mi, kime ayakta durmak için mi . ne kadar boş sözler
9-Buna hakkınız yok, şu yönetimin arkasında durmaya hakkınız yok- Ben yönetimişn arkasında durmuyorum önündeyim önünde.. Hakkım var Trabzonsporuma hizmet eden herkesin arkasında dururum. Nankör değilim, vefasız hiç değilim,
10-Ben başkalarının değil kendi değerlerimin avukjatlığını yapıyorum…
11-Yazımı beğenmemiş olabilirsiniz ancak eğitimli olmanıza karşın SAYGILI olmaya davet ediyorum
Sayın Rakıcıoğlunun yazısına aynen katılıyor ve copy paste yaparak bu yazıya destek veriyorum… Ayrıca ölçülü yazı yazana ölçülü cevap verilir. Ölçüsünü kaybeden sonradan ölçü beklemesin lütfen… Ömer Bey sizi kutluyorum…
Bende Sayın Uğur Özkurt gibi düşünüyorum. Bana göre de Tekin Küçükali gizli görevlidir. Lakin
Tekin Küçükali TRABZONSPOR TARAFTARININ GİZLİ GÖREVLİSİDİR. Aslında aşikar olarak görevlisidir. Bazı vicdanı aldığı bedava bilet kadar, aklı başkalarının cebindeki alacağı üç beş kuruş para kadar olan inşaatında adam çalıştırıp parasını ödemeyenlerin gizli adamlarının anlattığı gibi değil.
Evet o taraftarlardan biriyim cevap vereyim şimdi sana aslında cevabı biliyorsun ama eline tutuşturulan karalama kağıdını yazan eğer tv programına katıldığı kadar ayıksa bu kadar ancak soru sordururdu her halde,
2010-2011 Sezonu şampiyonu TRABZONSPOR dur.
Şampiyonluğumuz elimizden alındığı sene Trabzonspor Taraftarları olarak TFF Başkanlık binasının önünde İstinye / İSTANBUL da 5.000 taraftar ve Tekin Küçükali o soğuk havada protesto ederken Sadri Şener ve Yönetimden hiç kimse yoktu, hatta o zamanlar sesleri bile çıkmıyordu. Oradaki her taraftar TRABZONSPORUN ŞAMPİYONLUĞUNA İNANIYORDUK VE HALA İNANIYORUZ DA ORADA OLMAYAN SESSİZ DURAN SADRİ ŞENER VE YÖNETİM İNANMIYOR DU HER HALDE DİYE düşünmekten vicdanlı taraftarlar düşündüler herhalde?
Aynada bakılarak sorulan sorularda insanlar gördükleri silüeti ne görürse o nu sorarmış her halde?
Bedava bilet almak için üstün gayret gösterip, TRABZONSPORU bu hale sokanlardan hesap sormak yerine nasıl hoş görünürüm diyenleri vicdanlarına havale edeceğim ama o da bedava biletin üzerindeki koltuk numarasında mı yazılı kalmıştır acaba?
(bu yazım hiç kimse kastedilerek yazılmamıştır. Hiçbir Trabzonsporlu Taraftar üzerine almasın Lütfen)
Size yazdıklarımı birkaç kez okumama rağmen saygısızlık yaptığıma dair kanıya nasıl vardığınızı anlayamadım. Yazdıklarınızı okuyunca aynı dili konuşmadığımızı anlamış bulunuyorum.
Çok açık olarak şunu söyleyeyim, hepimiz Trabzonspor’un başarısı için çabalıyoruz ancak yönetimde bulunanlar çabalarının yetersiz olduğunun farkında değiller ve yer kaplamaktalar.
Şike süreciyle ilgili tarafıma yaptığınız suçlamalar da tamamıyla gerçek dışı. Sürecin geldiği noktadaki başarısızlığın nedenleri ve bundan sonrası için yapılması gerekenler bu alanda tartışıldı.
Son olarak gizli emellerimiz olduğundan bahsetmişsiniz. Çok gizleyememişim ki gözler önüne serilmiş:
*haftasonunu iple çekmek,
*formamla, heyecanla Trabzonspor’un başarılarını izlemek,
*antrenman haberlerini bile takip etmek,
*arkadaşlar arasında başım dik dolaşmak,
*dünya çapında başarılara imza atmış bir Türk takımının taraftarı olmanın gururunu yaşamak…
Evet gizli emellerim şu an apaçık ortada. Bu tehlikeli emelleri gerçekleştirebileceğine inandığım herkesin arkasında dururum; Uğur Özkurt, Tekin Küçükali yada başkası farketmez. İsimler değil, organizasyondur asıl olan.
Tekrara düşmek zorunda kaldığım için herkesten özür diliyorum.
Size yazdıklarımı birkaç kez okumama rağmen saygısızlık yaptığıma dair kanıya nasıl vardığınızı anlayamadım. Yazdıklarınızı okuyunca aynı dili konuşmadığımızı anlamış bulunuyorum.
Çok açık olarak şunu söyleyeyim, hepimiz Trabzonspor’un başarısı için çabalıyoruz ancak yönetimde bulunanlar çabalarının yetersiz olduğunun farkında değiller ve yer kaplamaktalar.
Şike süreciyle ilgili tarafıma yaptığınız suçlamalar da tamamıyla gerçek dışı. Sürecin geldiği noktadaki başarısızlığın nedenleri ve bundan sonrası için yapılması gerekenler bu alanda tartışıldı.
Son olarak gizli emellerimiz olduğundan bahsetmişsiniz. Çok gizleyememişim ki gözler önüne serilmiş:
*haftasonunu iple çekmek,
*formamla, heyecanla Trabzonspor’un başarılarını izlemek,
*antrenman haberlerini bile takip etmek,
*arkadaşlar arasında başım dik dolaşmak,
*dünya çapında başarılara imza atmış bir Türk takımının taraftarı olmanın gururunu yaşamak…
Evet gizli emellerim şu an apaçık ortada. Bu tehlikeli emelleri gerçekleştirebileceğine inandığım herkesin arkasında dururum; Uğur Özkurt, Tekin Küçükali yada başkası farketmez. İsimler değil, organizasyondur asıl olan.
Tekrara düşmek zorunda kaldığım için herkesten özür diliyorum…
Bende Sayın Uğur Özkurt gibi düşünüyorum. Bana göre de Tekin Küçükali gizli görevlidir. Lakin
Tekin Küçükali TRABZONSPOR TARAFTARININ GİZLİ GÖREVLİSİDİR. Aslında aşikar olarak görevlisidir. Bazı vicdanı aldığı bedava bilet kadar, aklı başkalarının cebindeki alacağı üç beş kuruş para kadar olan inşaatında adam çalıştırıp parasını ödemeyenlerin gizli adamlarının anlattığı gibi değil.
Evet o taraftarlardan biriyim cevap vereyim şimdi sana aslında cevabı biliyorsun ama eline tutuşturulan karalama kağıdını yazan eğer tv programına katıldığı kadar ayıksa bu kadar ancak soru sordururdu her halde,
2010-2011 Sezonu şampiyonu TRABZONSPOR dur.
Şampiyonluğumuz elimizden alındığı sene Trabzonspor Taraftarları olarak TFF Başkanlık binasının önünde İstinye / İSTANBUL da 5.000 taraftar ve Tekin Küçükali o soğuk havada protesto ederken Sadri Şener ve Yönetimden hiç kimse yoktu, hatta o zamanlar sesleri bile çıkmıyordu. Oradaki her taraftar TRABZONSPORUN ŞAMPİYONLUĞUNA İNANIYORDUK VE HALA İNANIYORUZ DA ORADA OLMAYAN SESSİZ DURAN SADRİ ŞENER VE YÖNETİM İNANMIYOR DU HER HALDE DİYE düşünmekten vicdanlı taraftarlar düşündüler herhalde?
Aynada bakılarak sorulan sorularda insanlar gördükleri silüeti ne görürse o nu sorarmış her halde?
Bedava bilet almak için üstün gayret gösterip, TRABZONSPORU bu hale sokanlardan hesap sormak yerine nasıl hoş görünürüm diyenleri vicdanlarına havale edeceğim ama o da bedava biletin üzerindeki koltuk numarasında mı yazılı kalmıştır acaba?
(bu yazım hiç kimse kastedilerek yazılmamıştır. Hiçbir Trabzonsporlu Taraftar üzerine almasın Lütfen)
Sayın Yusuf Rakıcıoğlu;
bedava bilet hayatımda hiç ben görmedim siz görmüş olabilirsiniz.. Bu hayatta her şeye sevgiye dahi bedel ödedim.. saygılarımla…
Ben hiçbir Trabzonsporlu taraftar üzerine almasın demiştim. Üzerinize almanız acaba TRABZONSPOR taraftarı olmayışınızdan mıdır diye düşündürüyor?
yazık yazık yakışmıyor
Uğur Bey,
Önce yazdığınız yazılardaki uslübunuza bir bakınız. İnsanların zekasına ve ahlakına dil uzatan o yakışıksız uslüptan sonra başkalarının uslübunu yargılamak sizin için biraz anlamsız görünmektedir.
Siz önce Trabzonun değil Türkiyenin değer verdiği bir insan için çirkin ifadeler kullanacak sonrada mağdurum diye durmayacaksınız. Önce yazdığınız ifadeleri bir dikkatlice okuyun tavsiye ederim. Sonra Ömer Beye kibarca hakaret etmişsiniz sonrada uslüb demişsiniz.
Fikrinizi tabiki açıklarsınız, ben Tekin Beyin yazılarını sürekli takip eden biriyim. İlk defa sizinle bu seviyeyi gördü yorumlar.
Yazık ki yazık
Sayın Nurten Yaşar ;
hakaret, aşağılamak veya kişilerin ahlaki boyutunu sorgulamak haddime değildir. Sizin de olmamalıdır. Tekin Beyin yazılarından ben anladığımı yazmak benim hakkım ancak tarafıma “şakamısınız” denilirse orda durulması gerekiyor. Tekin Bey iyi bi bürokrat, iyi bir kişi olduğundan da eminim. Yazdıklarım çok açık ve net bir şekilde okunduğunda Tekin Beyi bu zor günlerde istesede istemesede kulubun ile yönetimin Teknik adamın sporcusunun arkasında eleştirmeden durmasını istedim. Sayın Zihni AĞIRMAN durabiliyor….
Her söz her dilek her emel TRABZONSPOR İÇİN OLMASI DİLEĞİMLE
Bende Sayın Uğur Özkurt gibi düşünüyorum. Bana göre de Tekin Küçükali gizli görevlidir. Lakin
Tekin Küçükali TRABZONSPOR TARAFTARININ GİZLİ GÖREVLİSİDİR. Aslında aşikar olarak görevlisidir. Bazı vicdanı aldığı bedava bilet kadar, aklı başkalarının cebindeki alacağı üç beş kuruş para kadar olan inşaatında adam çalıştırıp parasını ödemeyenlerin gizli adamlarının anlattığı gibi değil.
Evet o taraftarlardan biriyim cevap vereyim şimdi sana aslında cevabı biliyorsun ama eline tutuşturulan karalama kağıdını yazan eğer tv programına katıldığı kadar ayıksa bu kadar ancak soru sordururdu her halde,
2010-2011 Sezonu şampiyonu TRABZONSPOR dur.
Şampiyonluğumuz elimizden alındığı sene Trabzonspor Taraftarları olarak TFF Başkanlık binasının önünde İstinye / İSTANBUL da 5.000 taraftar ve Tekin Küçükali o soğuk havada protesto ederken Sadri Şener ve Yönetimden hiç kimse yoktu, hatta o zamanlar sesleri bile çıkmıyordu. Oradaki her taraftar TRABZONSPORUN ŞAMPİYONLUĞUNA İNANIYORDUK VE HALA İNANIYORUZ DA ORADA OLMAYAN SESSİZ DURAN SADRİ ŞENER VE YÖNETİM İNANMIYOR DU HER HALDE DİYE düşünmekten vicdanlı taraftarlar düşündüler herhalde?
Aynada bakılarak sorulan sorularda insanlar gördükleri silüeti ne görürse o nu sorarmış her halde?
Bedava bilet almak için üstün gayret gösterip, TRABZONSPORU bu hale sokanlardan hesap sormak yerine nasıl hoş görünürüm diyenleri vicdanlarına havale edeceğim ama o da bedava biletin üzerindeki koltuk numarasında mı yazılı kalmıştır acaba?
(bu yazım hiç kimse kastedilerek yazılmamıştır. Hiçbir Trabzonsporlu Taraftar üzerine almasın Lütfen)
Lakin saygıdan söz eden ÖNCE SAYGILI OLMAYI BİLMELİDİR.
Tekin BEY;
Öncelikle yazınızı okuyunca önce şunu hissettim heyecan ve hezeyanla hepimiz galiyana gelmiş iken arkamıza yaslanıp “beyler şimdi bir de büyük resmi görelim” dercesine ters köşe yaptınız bizi bu çok hoşuma gitti ve çok akademik bir yazı olduğunu da belirtmek isterim ve bu bakış açısı sadece Trabzonspora ve sadece futbol branşına değil tüm Türk insanına,Türk sporuna ve onların yetiştirecekleri sağlıklı nesillerin temeline hizmet edecektir diye düşünüyorum, benim bu konudaki nacizane öneri ve düşüncelerimi bir sonraki mailimde paylaşmak isterim;
selamlar
ahmet/pamukova
Uzun zamandır sizin değerli yazılarınızdan mahrum kalmıştık öncelikli olarak çok değerli takımımız ve bizim onur kaynağımız olan Trabzon sporumuza değinmek istiyorum . Biz hala Trabzon spor’a ve onun taraftarına canı gönülden inanıyoruz ve güveniyoruz da biz gençler olarak sadece eksik olan tek şey var bizi şahlandıracak olan yönetime ……. Umarız ki bu duruma da en kısa zamanda çözüm buluruz. Sayın Tekin Başkanım yazının yine çok derinlere inmiş ve yazdıklarınızdan bir türlü ders almayan yönetim yüzünden Büyük Trabzon spor şuan da bu duruma düşmüştür. Ben fanatik bir Trabzon sporlu ve Trabzon halkı olarak şunu söylemek den hiç ama hiç tereddüdüm yok TRABZON SPOR SIRADAN BİR TAKIM DEĞİLDİR VE BÜYÜK BİR TAKIMDIR. Bu yönetim bu takımın başın da olmaya devam ettiği sürece biz lig de düşürsek hiç şaşırmam. Yazınız için size teşekkür ederim.
NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ GENÇLİK KOMİTESİ BAŞKANI
DEĞERLİ BAŞKANIM YAZINIZ YİNE ÖĞÜTLERLE DOLU YAPILAN ONCA HATAYA RAĞMEN HALA YAZDIKLARINIZ DAN BİR TÜRLÜ DERS ALAMAYAN İNSANLARLA YÜZÜNDEN TRABZON SPOR ŞUANDA DÜŞME AŞAMASINDA HALA NEYİN HESABINI YAPIYOR ANLAMIŞ DEĞİLİM SADRİ ŞENER MAÇ OYNANIRKEN KAFASINI KALDIRIM DA TRİBÜNE BAKSIN KİM VAR KİM YOK DİYE ÜÇ BEŞ ÇEKİRDEK ÇITLAYAN BAŞKA HİÇ KİMSE YOK VE UTANMADAN ÇIKMIŞ HALA KONUŞMAYA DEVAM EDİYOR.
NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ GENÇLİK KOMİTESİ
Sayın Tekin bey umarım yazının Trabzon spor un Başın da bulunanlar için bir ders olur. Hiç umudumuz kalmasa da sizin gibi değerli insanların bizi düşünmesi bizi biraz olsun rahatlatıyor.
NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ GENÇLİK KOMİTESİ
TRABZON SPOR’UN TARİHİN DE BÖYLE BİR REZİLLİK YOK BİZİM GİBİ BÜYÜK BİR TAKIMI NASIL BÖYLE BİR HALE DÜŞÜRÜRLER. İÇİM KAN AĞLARKEN SADRİ ŞENER HALA TELEVİZYONLARDA BOY BOY RÖPORTAJLAR VERİYOR TRABZON SPOR’A YAPTIĞINI BU TARAFTAR ASLA UNUTMAYACAK SAYIN SADRİ BEY…
NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ GENÇLİK KOMİTESİ
Biz eski Trabzon spor ruhunu istiyoruz bu ruh şuan da 1461 Trabzon spor da var ama Sadri bey sağ olsun onda da güzel oynayan tüm futbolcuları satmaya başladı neden mi nedeni çok acık Trabzon spor’u tarihten silmek tek amaç bunu bilerek ve isteyerek yapıyor umarım sonumuz hayırlı olur bu gidişe bir an önce dur demeliyiz yoksa sonumuz gerçekten hiç iyi değil.
NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ GENÇLİK KOMİTESİ
BENİM HEMŞERİLERİM BÖYLE AKIL ALMAZ ŞEYLER SÖYLERLER NERDEN AKILLARINA GELİR BİLMEM ONLARIN MENFEATİNE BİŞEYLER YAPMAYA ÇALIŞSAN BİLE HEP ALTINDA BAŞKA ŞEYLER ARARLAR
Yaşadığım bir olayı anlatacam çok yaşadımda bunlardan biri bu Türkiyenin en batısında Gökçeada da ikamet etmekteyim otöbüsle trabzona 2 günlük mesafede Yaz tatiline Gökçeadaya 3 günlük tatil için gelen Mv Cevdet ERDÖL Hocamız Gökçeada da Sürmeneli göçmen hemşerileri olduğunu öğrenir ve bu üç günlük tatilinin bir gününü onların sorunlarını dinlemek sıkıntılarına çare olabilirmiyim diye hemşerileri ile bir toplantı yapmak ister ve bizde aracı oluruz sürmeneli hemşerilerimize durumu anlatıp bir toplantı tertip ettik Zaten bu hemşerilerimizinde iskan oldukları için kendilerine verilen arazilerinin ellerinden alınması gibi önemli bir sorunları vardı belki çare olur dedik toplantıyı sağladık ve Cevdet abi kendini tanıttı konuşmaya başladı Ben Gökçeada ya 3 günlük tatile geldim dinlenmeye ama öğrendimki burada Sürmeneli hemşerilerim varmış göçmen olarak gelmişşiniz acaba bir sorununuz varmı yapabileceğim bişey olabilirmi diyerek hem sizinle tanışmak hemde sorunlarınızı dinlemek için tatilimin bir gününden vaz geçip sizi dinlemek istiyorum dedi
Hemşerilerimizden biri ayağa kalktı hemen dediki Sen buraya tatile geldin sen bizim sorunumuzu çözmeye gelmedun buraya tatile gelen biri bizim sorunlarımızla ilgilenmez sen tatilune bak deyip orayı adam terkedip daha birinci dakkada herşeyin içine etti ortalıkta buz gibi bir hava Cevdet abide benim hemşerilerim malesef biraz serttir karadenizli ler olur böyle şeyler deyip olayı geçiştirdi
Neyse ben başka şeyler yazacaktım ama bu örmneği neden verme gereği duydum İlk kez birileri çıkıyor taraftarın sesi olmaya çalışıyor taraftarın gönlüne su serpiyor taraftarın düşündüğü ama dile getiremediği konuları açık açık seslendiren Tekin abimizin bu görüşlerine elbetteki muhalefet edenlerde olacak ama insaf diyorum biraz insaf biraz dinleyin biraz analiz edin ondan sonra elinizi vijdanınıza koyun ondan sonra yazın lütfen Takımın hali bizlerin hali ortada selam ve dua ile
Arkadaşlar kendinizi bu kadar üzmeyin unutulmasın meyve veren ağaç taşlanır bur da kimsenin çıkarı yok yapılanlar ve olanlar ortada bunu kim görse aynı tepkiyi verirdi o yuzden sayın tekin başkanım yazmaya devam edin siz biz taraftarlar arkanızdayız her daim arada çürükler çıkıcak ama olsun onlarda bizde saygılar.
1. TRABZONSPOR LİGDE LİDER
2. HER FUTBOLCUSU EN AZ 6.000.000$ x18 = 108.000.000$
3. TRABZONSPORUN FAİZSİZ BORCU 20.000.000$
4. OYNATTIĞI HER FUTBOLCU DÖRT BÜYÜK TAKIMDADA OYNAYACAK KALİTEDE
5. KASASINDA 50.000.000$ PARASI VAR
6. ELİNDEN ALINAN ŞAMPİYONLUK İÇİN TFF NİN ÖNÜNDE 5.000 KİŞİNİN BAŞINDA MUZAFFER BİR KUMANDAN EDASIYLA DURMUŞ BİR BAŞKANI VAR
SIRALASAK DAHA NİCE BAŞARILAR VARKEN UTANIN KENDİNE TARAFTAR DİYENLER, BU YÖNETİM VE BAŞKANINA NASIL BAŞARISIZ DERSİNİZ.
TABİKİ BU DURUMDA ALLAH SİZİ ÇARPAR. İNADINA SADRİ ŞENER DİYELİM Kİ BU BAŞARILARIMIZ AYNEN DEVAM ETSİN.
UZAKTAN BİR SES GÜNAYDIN HADİ UYAN GÜNAYDIN İŞE GEÇ KALIYORSUN GÜNAYDIN.
inadına Sadri Şener diyenler için hakikaten güzel bir yazı olmuş. gerçekten inadına Sadri Şener diyenlere birilerinin günaydın demesi gerçekten gerekli. beyler ve bayanlar durum berbat uyanın derin uykudan. yüksel baran ne güzel espirili bir biçimde yazmış. hala sadri şener diyen azınlık arkadaşlar günaydın takım ptt 1. lige doğru gidiyor uyanın. takımın asları satıldı uyanın. takımda oynayan topçuların çoğu alındığı paranın yarısına gidemiyor uyanın. borç tavanda uyanın. uyanın uyanın uyanın
Sayın Başkanım özellikle bu kadar güzel konuları gündeme aldığınızdan işlediğinizden dolayı çok teşekkür ederim.Hep söylüyorum söylemeye devam ediyorum sizleri külübümüzün başında başkan olarak görmek istiyoruz.
Selamlar
Sy. Genel Başkanım yazılarınıza döktüğünüz bilgi birikimlerinizi özlemiştik öncelikle hoşgeldiniz. Biz gençler Trabzonspor sevdalısı olarak YETERRRR ARTIK DİYORUZ SÖZ BÜYÜK TRABZON HALKI VE TRABZONSPOR TARAFTARININDIR. EĞERKİ TRABZON SPORUMUZU VE TRABZON KENTİNİ KULLANIPDA KİM İHALE ALMİŞSA KİM BORCLARINI KAPAMIŞSA KİM MİLLET VEKİLİ OLMUŞSA KENDİ EMELLERİ UĞRUNA TRABZON SPORUMUZU BU HALLERE SOKMUŞSA İNANIYORUMKİ BÜYÜK TRABZON HALKI BU ŞAHISLARA HAKKINI HELAL ETMEYEÇEKTİR. ONLARI NE BÜYÜK TRABZON HALKI NEDE TRABZONSPOR TARAFTARI TARİH BOYUNCA AF ETMEYECEKTİR.Trabzonspor, 27 puanlı Sanica Boru Elazığspor’un sadece 3 puan üzerinde yer alarak da düşme hattının ateşini adeta ensesinde hissetmeye başladı. Trabzonsporumuz 19 yıldır düşme hattına hiç bu kadar yakın konumda bulunmamıştı. .BURDAN SESLENMEK İSTİYORUM SY.VEKİLLER SAYIN BAKANLAR TRABZON SPORUMUZA YAKIŞAN BİR BAŞKAN ARIYORSANIZ GEÇMİŞİ BAŞARI VE DÜRÜSTLÜKLE DOLU OLAN KARADENİZİMİZİN YETİŞTİRMİŞ OLDUĞU DÜNYADA YAPMIŞ OLDUĞU BAŞARILARIYLA TANINAN TEK KİŞİ SY. TEKİN KÜÇÜKALİDİR
SEVGİLİ ÖMER KAMACI YAZINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER EN ÖNEMLİS İDE KİTAPLIKTAKİ KEDİ OLAYI CUP OTURMUŞ ÖMRÜNÜ BOŞA GEÇİRME YÖNÜNDEN GÜZEL Bİ ÖRNEK BU ÜLKEDE 10 YIL Bİ DİZİ SEYREDİLMİŞ KARÜKATÜR GİBİ YAAA EEEE ARTIK İNSANLARI PSİKOLOJİSİ BOZULDU HERKESİ ÖZEL GÖREVLİ ADLEDİYORLAR NE YAPSINLAR BUNLAR KURTLAR VADİSİ JENERASYONU TEKİN bey SİZİN YAZI VE YORUMLARINIZI ÇOK YERİNDE BULUYOR VE ZEVKLE TAKİP EDİYORUM İYİ GÜNLER
Saygıdeğer Hocam, Sizi şahsen tanımıyorum ama bir eğitimci olarak yazılarınızı zevk ve heyecanla okuyorum. Bu sayfalarda hoşunuza gitmeyen satırlar da okuyacaksınız. Boş verin. Herkes kendine yakışanı yapar. Başarılarınızı diler, selam, sevgi saygılarımı sunarım.