Futbolun Kitabını Yazan Şehir


11.Mart.2024  |   166 Görüntülenme    |      |  


 FUTBOLUN KİTABINI YAZAN ŞEHİR

 

Trabzon şehrinin spora ve futbola olan tutkusu nereden kaynaklanıyor?  Trabzon İstanbul ile nasıl yarışabilir hale geldi? Anadolu’da o kadar il varken Trabzon nasıl öne çıktı? Bu soruların cevaplarını bulamazsak geleceğe yönelik bir arpa boyu yol alamayız.

Karadenizli olmayan yakın bir dostum “Yaşlınız, genciniz, çocuğunuz ve kadınlarınızla bir şehrin tümü futbola böylesine ilgi duyar mı? Futbol sevgisi sizin genlerinizde var kardeşim” demişti. Ben de ona, “bu sadece bir gen meselesi değil, erken kalkıp yol alma meselesi” demiştim. Trabzon futbola da spora da hemen hemen İstanbul ile aynı zamanlarda başladı.

 

Örneğin, Trabzon’da İdmanyurdu Futbol Takımı 1913 yılında, Trabzon İdman Ocağı Takımı 1921 yılında kurulmuştur. Yani Fenerbahçe’den sadece 5 yıl sonra Trabzon futbol alanında Türkiye’deki yerini aldı.

 

Diğer spor dallarına gelince; sırıkla atlama alanında 1924 Paris Olimpiyatlarına Trabzon’dan Süleyman Rıza katılıyor. Hatta bu yolculuğunda yaşadıklarını o günlerde anı kitabı olarak yayınlıyor.

 

Şimdi girişte sorulan soruların cevabını vereyim. Başta futbol olmak üzere, sporun her alanında İstanbul ile yarışıyoruz; çünkü zamanında deyim yerindeyse futbolun kitabını biz yazdık. Yandaki resmi iyi inceleyin. Bu bir futbol kitabı. 1922 yılında yazılmış bir futbol kitabının kapağı. Kitap o günlerde Trabzon’da yaşayan Kuğuzade Süleynman Rıza tarafından yazılmış. Kitabın en önemli özelliği, futbolun kurallarını çizimler eşliğinde anlatması ve İstanbul dışında futbolla ilgili yazılan ilk kitap olmasıdır. Kitapta, İstanbul’da yaşanan futbol serüveni ve İstanbul’da o zamana kadar kurulan kulüpler tek tek anlatılmış.

Ayrıca o günlerde Trabzon’da var olan “İdmanyurdu, “Trabzon İdman Ocağı” ve “İdman Grubu”futbol kulüpleri de detaylı olarak incelenmiş. Bu kulüpler arasında kavgasız ve gürültüsüz olarak yaşanmış tatlı rekabete de değiniyor. Kitapta Trabzon’da lise düzeyindeki futbol çalışmalarına bile yer verilmiş. Trabzon gençliğinin futbol aşkı adeta kitabın ruhuna sinmiş.

 

Ancak benim dikkatimi çeken noktalardan biri de kitaba verilen isim oldu. Kapakta yer alan İngilizce kelimeye baktığımızda, futbolun  o günlerde Trabzon’da, tarihiyle, kurallarıyla ve kulüpleriyle genel anlamda bir toplumsal kurum olarak algılandığını anlayabiliriz. Trabzon şehrinin o günkü aydınları, futbola sadece iki takımın 22 kişiyle yaptığı bir müsabaka olarak bakmıyordu. O gün futbola geniş bir toplumsal perspektiften bakılıyordu.. Gelin görün ki, bugünkü futbol camiası bile bu geniş zaviyeden futbolu algılayamıyor. Futbol ve futbolcular sosyo-kültürel bir faaliyetten çok fabrika işçilerine dönüştürüldüler. Futbolun ruhu, amatörlüğü, güzellikleri, insani yönleri ölürse; tabiri caizse altın yumurtlayan tavuğun da öleceğinin hiç kimse farkında değil.

 

Futbol en başta, sosyal bir faaliyettir değerli dostlar. Ekonomik kaygılar insani güzelliklerin önüne geçmemelidir. Ekonomik gerekçelerle hakların ihlal edilmesine karşı mücadele etmek de futbol sevdalılarının boynunun borcudur. Zamanında Trabzon’da bu kitapları yazan o aydın insanlara layık olabilmek için bir araya gelmekten, lobicilik yapmaktan kaçınmamamız gerekir. Aksi halde başarılarla dolu bir futbol tarihi kitabı yazdıramayız.

 

Sonraki yazımızda Trabzonspor ve lobicilik konusuna devam edeceğiz. Sağlıcakla kalın.

 

 

Siz de Bir Yorum Bırakmak İster misiniz?