Trabzon ve Mimar Sinan - 1
Mimar Sinan
Projelerinin Trabzon a katkısı nasıl
olmalı
Trabzonumuzun büyükşehir olmaya oldukça
yaklaştığı ve kentleşme sürecini hızlandırdığı bir dönemde böylesine anlamlı
bir organizasyonun burada gerçekleştirilmesini sağlayan ve bu konuda çaba
harcayan tüm arkadaşlarımızı yürekten tebrik ediyorum.
Geliştirilen ve sunulan
projelerin her birinin Trabzon Şehrimizin ve bölgemizin geleceği açısından çok
değerli katkılar sağlayacağına inanıyorum.
Türkiye'de şu anda en hareketli
sektörlerden birisi inşaat sektörüdür. Başta büyükşehirler olmak üzere tüm
şehirlerin eski yapılanmaları sorgulanıyor. Tarihi niteliği olan bölgeler hariç
tüm gecekondu ve benzeri mahalleler yıkılarak yeniden projelendiriyor. Şehrimizin
içerisinde kalan eski ve izbe mahalleler yeniden yapılandırılıyor.
Tarihi binalar restore edilerek
her şehirdeki tarihi mahalleler bir bir ortaya çıkarılıyor. Bu bölgeler
şehirlerin sosyal ve kültürel alanlarına dönüşüyor. Böylece şehirler yeni
kimliklerini oluştururken tarihi geçmişlerinden de yararlanmış oluyorlar.
Şehirlerin içinde yeniden
yapılandırma çalışmaları devam ederken, şehirlerin etrafını da yeni yüksek
katlı konut alanları sarıyor.
Özet olarak Türkiye’de kentleşme üç ana direk üzerinde yürüyor. Eski
mahallelerin yeniden yapılandırılması, tarihi dokuların korunması ve yeni konut
alanlarının açılması. Son yıllarda Trabzon'da da bu sürecin hızla
başladığını ve yayıldığını gözlüyorum.
En başta şunu belirtmek gerekir
ki, böylesine hızla gelişen bir şehrin belediye yönetimine, mimarlarına ve
mühendislerine çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Çünkü Trabzon'un yeni
silüetini bu arkdaşlar şekillendirmektedirler. Nitekim Mimar Sinan Proje Olimpiyatlarının
5.sinin Trabzon'da düzenlenmesinin sağlanması, bu arkadaşlarımızın bu
sorumluluğun bilincinde olduklarını göstermektedir.
Bu tür organizasyonlar en başta bir istişare merciidir. Bir şehrin
geleceğini şu sorunun cevabı belirler: “Şehir,
üzerinde tartışılan, konuşulan ve en sonunda en makul olanına karar verilen
plan ve projelerin hayata geçirilmesi yoluyla mı büyüyecek, gelişecek; yoksa
sadece inşaat sektörünün taraflarının kendi aralarında kurdukları ekonomik
işbirliğinin bir sonucu olarak mı şekillenecektir?” Bir şehir sadece inşaat sektörünün iş yapması
ve para kazanması mantığıyla kurulursa, karşımıza içinde insanların adeta
boğulduğu beton ve demir yığınları çıkar.
Kaldı ki temel saik para olduğu için kurulan şehir güvenli de olmaz.
Şehrin sakinleri elbette ki konut
sahibi olabilmeyi önemserler. Belki de tek dertleri budur. Ancak bu ihtiyacı
karşılarken yaşanabilir bir kent planlamasını da belediye yönetimi ile mimar ve
mühendis arkadaşlarımızın sağlıklı işbirliği gerçekleştirecektir. Çünkü bir
şehrin geleceği, kimliği ve insanlarının huzuru kentleşmedeki başarısına
bağlıdır.
Bu noktada bu olimpiyatların
şehrimize sağlayacağı katkılara geçmeden önce, modern kentleşmenin hızla
yaşandığı bu süreçte, Mimar Sinan'ın hatırlanmasını ve örnek alınma çabasını
çok önemsediğimi belirtmek istiyorum. Çünkü Mimar Sinan'ın eserlerinin temel
özelliklerini, şehirlerimizi yeniden imar ederken mihenk taşı olarak
benimsemeliyiz.
Mimar Sinan'ın eserlerinde
karşımıza şu temel ölçüler çıkmaktadır:
1-Sağlam ve Güvenli Olması: Tüm kensel yapılar sağlam ve depreme
dayanıklı olmalıdır.
2- Kullanışlı Olması: Yeni kentsel yapıların ya da önerilen
projelerin insanlar için kullanışlı olması gerekir.
3- Kaliteli ve Uzun Ömürlü Olması: Bir şehrin insanların zihninde
kültür oluşturabilmesi için uzunca bir süre aynı yaşam alanında aynı düzende
yaşayabilmeleri gerekir. Bugüne kadar Türkiye'nin her yerinde kaliteli ve uzun
ömürlü binalar üretemediğimiz için her elli yılda şehirlerimizi yeniden
yapılandırmak durumunda kalıyoruz. Bu durum aslında o şehre ait özgün yaşam
kültürü oluşmasını da engelliyor.
4- Estetik Kaygısı Olması: Mimar Sinan'ın eserlerinde, yukarıda
sayılan temel özelliklerin yanında, her zaman estetik vardır. Planlarımızı
yaparken, projelerimizi geliştirirken estetik kaygısını asla göz ardı
etmemeliyiz. Çünkü bizler bu şehirlerde mutlu ve huzurlu oturmak için bu
şehirleri kuruyoruz. Mutluluk ve huzur sağlayıcı en önemli kentsel unsur
estetiktir. Sağlamlık, kalite, kullanışlılık ya da maliyet gibi saiklerle asla
ve asla estetikten vazgeçmemeliyiz.
Aslında bir şehir için önerilecek
projelerin ele alınacağı yarışmada Mimar Sinan markası kullanılıyorsa, bu
yarışma sonucunda o şehrin kazanacakları da kazanması gereken unsurlar da
ortaya çıkmış demektir.
Böyle bir olimpiyatın Trabzon'da
olması, eğer burada toplanıp bir yarışma zihniyetiyle kazananlara ödüllerini
dağıtıp ardından da bir kaç cümle söyleyip dağılırsak şehrimize hiçbir şey
kazandırmaz. Trabzon Şehrinin zaten reklam değeri mevcut. Bu yüzden tebliğimin
başlığını "kazandırdıkları" yerine "KAZANDIRABİLECEKLERİ"
olarak değiştirmeyi uygun gördüm. Çünkü bu tür organizasyonlar, her zaman
sadece fırsat sunarlar. Eğer elinizi çabuk tutamaz ve bakracınızı
daldıramazsanız, ırmağın suyu akar ve geçer gider. Çünkü at binenin kılıç
kuşananındır.
Bu Olimpiyatların Trabzon Şehrine Kazandırabilecekleri Nelerdir?
Bilinç Oluşumu
En başta bu tür organizasyonlar,
modern kenleşmenin nasıl olması gerektiği konusunda bir bilinç oluşturur.
Kentsel yapıları yapanlar ve onlarda yaşayacak olanların bilinçlenmesi çok
önemlidir. Eğer bu bilinç olmazsa, yukarıda bahsettiğim temel ilkeler dikkate
alınmaz. İhtiyaçlar ve parasal kaygılar kentleşmenin motoru olur ve bu durum
şehir için de tam bir felaket olur.
Şehrimizde sağlam, güvenilir,
kaliteli, uzun ömürlü, kullanışlı, estetik yapıların ve yapılaşmaların olması,
hepimizin yürekten inanması gereken temel ilkedir. Bu olimpiyatların ve ortaya
konulacak projelerin bu zihniyete katkı yapacağına inanıyorum.
Planlı Kentleşme
Bu olimpiyatlar, Trabzon şehrine
çakılacak her çivinin düşünülerek ve tartılarak çakılması gerektiğini ortaya
koyar, bizlere öğretir. Modern şehirleşmenin temel kuralı planlı ve programlı
şehirleşmedir. Bu olimpiyatlar sayesinde, geliştirilen projelerin sağlıklı ve
detaylı incelenmesi anlayışı gelişmektedir. Böyle organizasyonların Trabzon'da
yapılması kentleşme konusundaki profesyonelliği artırmaktadır.
Bu tür yarışmalar aslında şöyle
bir gizli telkinde bulunmaktadır: Sağlıklı şehirleşmede, bir müteahhidin elinde
bir bina projesiyle belediyeden onay alma modeli yoktur. Modern kentleşmede
proje sadece binalardan oluşmamaktadır. Bir kentsel yapı projesi, tüm çevresel
ve sosyolojik boyutlarıyla çözüm sunmalıdır. Kaldı ki bu projenin aynı zamanda,
şehir için planlanan genel yapılaşma süreçlerine de tam uyumlu olması gerekir.
Örneğin, benim hep dikkatimi
çekmiştir. Türkiye'nin tüm şehirlerinde meslek liseleri ilgili oldukları sanayi
alanlarında olmak yerine, mahallelerin içinde kurulmuşlardır. Bu durum
sosyolojik olarak uygun olmadığı gibi fonksiyonel bile değildir. Nitekim meslek
liseleriyle iş kolları arasındaki sağlıklı bağ hala kurulamamıştır.
Önceliklerin Doğru Belirlenmesi
Kentleşme ile ilgili proje
olimpiyatlarının Trabzon'da yapılması, Trabzon şehrinin temel önceliklerinin de
tartışılmasına zemin hazırlayabilir. Projeler incelenirken, öncelikler ve
planlamalar doğal olarak gündeme gelecek ve şekillenecektir. Trabzon şehri
kalkınma ve kentleşme sürecinde önceliklerini ve yoğunlaşacağı alanları
belirlemek durumundadır.
Şehrin planladığı kalkınma modeliyle kentleşme biçimi arasında uyum
olması gerekir.
O şehirdeki insanların, mutlu,
huzurlu, kolay ve verimli yaşayabilmeleri için bu uyum şarttır.
Örneğin ben, tüm çevresiyle
Trabzon şehrinin kalkınma modelinin merkezine turizmin konulması gerektiğini
düşünüyorum. Bu olimpiyatların beklenen katkıyı yapabilmesi için, kentleşmenin
öncüsü olacak temel kalkınma modeli olarak buradan turizmi öneriyor ve
tartışmaya açıyorum.
Çünkü Trabzon sadece şehir
alanına sıkışmış bir coğrafi alanın adı değildir. Bu şehirde herkesin köyünde
ikinci bir hayat alanı ve geçim mücadelesi vardır. Eğer Trabzon şehrini,
şehirde kışın başını sokacak bir yer arayan insanların taleplerini karşılamaya
odaklanarak planlarsak modern gecekondular üretiriz. Önce şehrin öncelikli
kalkınma modellerini belirlememiz, tabiri caizse şehre bir kimlik vermemiz
gerekir.
Kentleşme bir şehrin tepeden tırnağa giydirilmesidir. Bu itibarla
bu tür proje yarışmaları aslında tasarım çalışmalarına benzer. Kimliğini
karakterini belirlemeden, örneğin cinsiyetini bilmeden, bir insana doğru
elbiseyi giydirebilir misiniz? Doğru renkleri seçebilir misiniz?
Trabzon bir şehir değil, bölgenin
adıdır. Bu bölge Gresun, Rize, Gümüşhane, Bayburt ve Artvin illerini de içine
alan çok geniş bir kalkınma alanıdır. Trabzon'u tüm bu illerle bir bütün olarak
planlamak gerekir. Bu yönüyle baktığımızda, "Trabzon şehrinin kentleşme
biçimi nasıl olmalıdır?" sorusunun cevabı o kadar basit değildir. Tarım,
ticaret ve turizm gibi üç ana kalkınma ayağıyla karşı karşıya olduğumuzu
görürüz.
Tarımın her geçen gün
insanlarımızı bulundukları yerlerde(köylerinde) tutamadığına şahit olmaktayız.
Fındık ve çay geçim kaynağı olmaktan çıkmış, sadece bazı aileler için ek gelir
konumuna düşmüştür. Bu iki tarım alanı da her geçen gün ekonomik değerini kaybetmektedir.
Ticaret ise türev bir sektördür.
Eğer sanayiniz yeterliyse ve şehre para pompalayabiliyorsa bir değer ifade
eder. Şehirde ticareti canlandırmak ve refahı artırmak sanayi ile mümkün
görünmüyor. Doğru ve stratejik de değildir.
Trabzon bölgesinin en sağlam ve
kullanılabilir kaynağı doğası ve tarihidir. Dağları, yaylaları, yeşil vadileri,
dereleri ve en önemlisi denizidir. Ayrıca tüm bu doğal yaşam alanlarının içine
serpiştirilmiş bir tarihsel geçmişi de vardır.
Öyleyse şehre refah
pompalayabilecek en önemli ve öncelikli kalkınma modeli turizm olmalıdır.
Bu olimpiyatlar, turzim
imkanlarının geliştirilmesine yönelik projelerin artmasına vesile olabilir
umudundayım. Ancak bu turizme dayalı kalkınma hamlesi, yayladaki Fadime
ninemizin gelenler yağmurdan korunarak bir mangal yakabilsin diye mereğini
misafirlere kullandırmasıyla gerçekleşemez. Planlı, programlı ve projeli bir
yatırım süreci gerektirir.
Eğer bu kentleşme yaklaşımları,
turizmi canlandırma hamlesiyle beraber projelendirilebilirse anlamlı ve değerli
olur. Kalıcı olur. Örneğin, Trabzon ve bölgesinde turizmi öncelediyseniz,
konutlaşma biçimlerini ve yerlerini ona göre projelendirmek durumundasınız.
Uygun oteller, dinlenme mekanları,
pansiyon ve devre mülk sistemleri geliştirmelisiniz. Şehrin burada
sürekli yaşayan yerli sakinleriyle, şehre turizm çerçevesinde gelen insanların
konaklama biçimlerini farklı dizayn etmek zorundasınız.
Kısacası bu olimpiyatların, "neye göre, nasıl bir kalkınma
modeline göre; nasıl bir kentleşme modeli geliştirilmelidir?" sorusunu
tartışmaya açtığını ve bu olimpiyatlar vesilesiyle bu sorunun cevabının
önümüzdeki günlerde aranacağını ümit etmekteyim.
Trabzon'un Bölge Lideri Olması
Bu organizasyonlar Trabzon'un
geçmişten bugüne kadar var olan bölge lideri şehir olma konumunu güçlendirir.
Özellikle bu projeler sayesinde atacağı doğru adımlarla bölgedeki diğer illerin
sağlıklı şehirleşmesine örnek teşkil edebilir.
Bu çalışmalar, Trabzon şehrinin
büyükşehir olmadan önceki hazırlık çalışmaları olarak değerlendirilmelidir.
Önümüzdeki günlerde cevabını
aramamız gereken temel soruyu sizlerle paylaşarak bu olimpiyatların
yapabileceği esas katkıyı özetlemek istiyorum:
"Doğu
Karadeniz Bölgesi'nin lider vilayeti olan, büyükşehir statüsünde olan ve
kalkınma modelini turizm olarak belirlemiş olan Trabzon şehrinin ketleşme
planları ve projeleri neler olmalıdır?
Tüm bu tahlil ve temennilerin
üzerine, dernek yöneticisi sıfatıyla en önemli gördüğüm şu konuya da değinmek
istiyorum:
Bu tür güzel organizasyonların
yukarıda bahsettiğim katkıları sağlayabilmesi için temel ön koşul "etkin bir lobicilik"
faaliyetidir.
Trabzon birçok yönüyle dünya
arenasındaki Türkiye'ye benzemektedir. Türkiye Ortadoğunun lider
ülkelerindendir. Trabzon da Doğu Karadeniz Bölgesi'nin lider vilayetidir.
Türkiye'nin köklü bir tarihi ve networkü vardır, Trabzon'un da köklü bir tarihi
ve dünyanın her yerinde bağ kurabileceği insanı vardır. Ve sonuncusu, en çok
benzeştikleri yönleri; Türkiye de Trabzon da bu avantajlarını kullanacak etkin
bir lobicilik sistemine sahip değillerdir.
Karadeniz Bölgesinin her ilinin,
her ilçesinin ve hatta birçok köyünün büyük şehirlerde ve yurtdışında
dernekleri vardır. Aslında altyapı hazırdır. Dernekler vardır, o derneklerde
kaliteli insan gücü vardır. Ancak hepsi bir yere savrulmuştur. Bir araya gelmeyi
başaramıyorlar, ortak proje çıkaramıyorlar, ortak iş üretemiyorlar. Yani un
var, şeker var, su var ancak karışıp bir türlü helva yapamıyoruz. Ortak
değerler oluşturup Bölgeye katkı sağlayacak birliktelikler geliştiremiyoruz.
Eksik olan lobicilik yapacak organizasyonlardır.
Lobicilikteki eksikliğe dikkat
çekmemin nedeni, bu tür olimpiyatlardan şehrimize fayda sağlamak için bu şehrin
arka planındaki o büyük gücü harekete geçirmek gerektiğine olan inancımdır.
Trabzon şehrinin çok güçlü bir lobicilik altyapısı vardır. Bu altyapının
bölgenin kalkınmasında temel motor olacak olan turizm yatırımlarına destek
vermesini sağlamak gerekir. Bu büyük gücün kararlı , uzun vadeli ve de sabırlı takibe muhtaçtır.
Trabzon şehri ve Karadeniz
bölgesi kalkınmasını ve buna bağlı olarak geliştireceği ketleşme projelerini
dışarıdaki asıl gücünü arkasına almadan başaramaz. Lobicilik sistemleri
oluşturarak projelerin hayata geçirilmesi gerekir. Aksi halde sadece devletin ya
da belediyenin projeleriyle topyekün bir kalkınma ve kentleşme mümkün olamaz.
Bu şehrin kalkınma ve kentleşme projelerinin içerisine Trabzon'un dışarıda
yaşayan ekonomik güçleri dâhil edilmelidir. Bu önemli güc mutlaka ikna
edilmelidir. Hiç küşkusuz devlet ve hükümetler oyalayıcı , günü gün yapan
anlayışını ciddi cidi gözden geçırmeli . Turizm alt yapısı devlet ve hükümetler
tarafından ysapılmalıdır.Geçmiş yıllarda uygulamaları var . Malı sahibinden
kıskanmamalı.
Bu ititbarla ifade ettiğimiz tüm
temennilerin gerçekleşmesinin ön koşulu, bu şehrin değerlerini bulup
buluşturacak, onları kar dürtüsünden öte sorumluluk duygularıyla ikna edecek ve
bu şehirde yatırıma yönlendirecek bir gizli ele ihtiyaç vardır. İşte bu el
lobicilik faaliyetleridir.
Siz de Bir Yorum Bırakmak İster misiniz?