Trabzon ve Mimar Sinan - 1


11.Mart.2024  |   289 Görüntülenme    |      |  


            Mimar Sinan Projelerinin  Trabzon a katkısı nasıl olmalı

 

 Trabzonumuzun büyükşehir olmaya oldukça yaklaştığı ve kentleşme sürecini hızlandırdığı bir dönemde böylesine anlamlı bir organizasyonun burada gerçekleştirilmesini sağlayan ve bu konuda çaba harcayan tüm arkadaşlarımızı yürekten tebrik ediyorum.

 

Geliştirilen ve sunulan projelerin her birinin Trabzon Şehrimizin ve bölgemizin geleceği açısından çok değerli katkılar sağlayacağına inanıyorum.

 

Türkiye'de şu anda en hareketli sektörlerden birisi inşaat sektörüdür. Başta büyükşehirler olmak üzere tüm şehirlerin eski yapılanmaları sorgulanıyor. Tarihi niteliği olan bölgeler hariç tüm gecekondu ve benzeri mahalleler yıkılarak yeniden projelendiriyor. Şehrimizin içerisinde kalan eski ve izbe mahalleler yeniden yapılandırılıyor.

 

Tarihi binalar restore edilerek her şehirdeki tarihi mahalleler bir bir ortaya çıkarılıyor. Bu bölgeler şehirlerin sosyal ve kültürel alanlarına dönüşüyor. Böylece şehirler yeni kimliklerini oluştururken tarihi geçmişlerinden de yararlanmış oluyorlar.

 

Şehirlerin içinde yeniden yapılandırma çalışmaları devam ederken, şehirlerin etrafını da yeni yüksek katlı konut alanları sarıyor.

 

Özet olarak Türkiye’de kentleşme üç ana direk üzerinde yürüyor. Eski mahallelerin yeniden yapılandırılması, tarihi dokuların korunması ve yeni konut alanlarının açılması. Son yıllarda Trabzon'da da bu sürecin hızla başladığını ve yayıldığını gözlüyorum.

 

En başta şunu belirtmek gerekir ki, böylesine hızla gelişen bir şehrin belediye yönetimine, mimarlarına ve mühendislerine çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Çünkü Trabzon'un yeni silüetini bu arkdaşlar şekillendirmektedirler. Nitekim Mimar Sinan Proje Olimpiyatlarının 5.sinin Trabzon'da düzenlenmesinin sağlanması, bu arkadaşlarımızın bu sorumluluğun bilincinde olduklarını göstermektedir.

 

Bu tür organizasyonlar en başta bir istişare merciidir. Bir şehrin geleceğini şu sorunun cevabı belirler: “Şehir, üzerinde tartışılan, konuşulan ve en sonunda en makul olanına karar verilen plan ve projelerin hayata geçirilmesi yoluyla mı büyüyecek, gelişecek; yoksa sadece inşaat sektörünün taraflarının kendi aralarında kurdukları ekonomik işbirliğinin bir sonucu olarak mı şekillenecektir?”  Bir şehir sadece inşaat sektörünün iş yapması ve para kazanması mantığıyla kurulursa, karşımıza içinde insanların adeta boğulduğu beton ve demir yığınları çıkar.  Kaldı ki temel saik para olduğu için kurulan şehir güvenli de olmaz.

 

Şehrin sakinleri elbette ki konut sahibi olabilmeyi önemserler. Belki de tek dertleri budur. Ancak bu ihtiyacı karşılarken yaşanabilir bir kent planlamasını da belediye yönetimi ile mimar ve mühendis arkadaşlarımızın sağlıklı işbirliği gerçekleştirecektir. Çünkü bir şehrin geleceği, kimliği ve insanlarının huzuru kentleşmedeki başarısına bağlıdır.

 

Bu noktada bu olimpiyatların şehrimize sağlayacağı katkılara geçmeden önce, modern kentleşmenin hızla yaşandığı bu süreçte, Mimar Sinan'ın hatırlanmasını ve örnek alınma çabasını çok önemsediğimi belirtmek istiyorum. Çünkü Mimar Sinan'ın eserlerinin temel özelliklerini, şehirlerimizi yeniden imar ederken mihenk taşı olarak benimsemeliyiz.

Mimar Sinan'ın eserlerinde karşımıza şu temel ölçüler çıkmaktadır:

 

1-Sağlam ve Güvenli Olması: Tüm kensel yapılar sağlam ve depreme dayanıklı olmalıdır.

 

2- Kullanışlı Olması: Yeni kentsel yapıların ya da önerilen projelerin insanlar için kullanışlı olması gerekir.

 

3- Kaliteli ve Uzun Ömürlü Olması: Bir şehrin insanların zihninde kültür oluşturabilmesi için uzunca bir süre aynı yaşam alanında aynı düzende yaşayabilmeleri gerekir. Bugüne kadar Türkiye'nin her yerinde kaliteli ve uzun ömürlü binalar üretemediğimiz için her elli yılda şehirlerimizi yeniden yapılandırmak durumunda kalıyoruz. Bu durum aslında o şehre ait özgün yaşam kültürü oluşmasını da engelliyor.

 

4- Estetik Kaygısı Olması: Mimar Sinan'ın eserlerinde, yukarıda sayılan temel özelliklerin yanında, her zaman estetik vardır. Planlarımızı yaparken, projelerimizi geliştirirken estetik kaygısını asla göz ardı etmemeliyiz. Çünkü bizler bu şehirlerde mutlu ve huzurlu oturmak için bu şehirleri kuruyoruz. Mutluluk ve huzur sağlayıcı en önemli kentsel unsur estetiktir. Sağlamlık, kalite, kullanışlılık ya da maliyet gibi saiklerle asla ve asla estetikten vazgeçmemeliyiz.

 

Aslında bir şehir için önerilecek projelerin ele alınacağı yarışmada Mimar Sinan markası kullanılıyorsa, bu yarışma sonucunda o şehrin kazanacakları da kazanması gereken unsurlar da ortaya çıkmış demektir.

 

Böyle bir olimpiyatın Trabzon'da olması, eğer burada toplanıp bir yarışma zihniyetiyle kazananlara ödüllerini dağıtıp ardından da bir kaç cümle söyleyip dağılırsak şehrimize hiçbir şey kazandırmaz. Trabzon Şehrinin zaten reklam değeri mevcut. Bu yüzden tebliğimin başlığını "kazandırdıkları" yerine "KAZANDIRABİLECEKLERİ" olarak değiştirmeyi uygun gördüm. Çünkü bu tür organizasyonlar, her zaman sadece fırsat sunarlar. Eğer elinizi çabuk tutamaz ve bakracınızı daldıramazsanız, ırmağın suyu akar ve geçer gider. Çünkü at binenin kılıç kuşananındır.

 

Bu Olimpiyatların Trabzon Şehrine Kazandırabilecekleri Nelerdir?

 

Bilinç Oluşumu

 

En başta bu tür organizasyonlar, modern kenleşmenin nasıl olması gerektiği konusunda bir bilinç oluşturur. Kentsel yapıları yapanlar ve onlarda yaşayacak olanların bilinçlenmesi çok önemlidir. Eğer bu bilinç olmazsa, yukarıda bahsettiğim temel ilkeler dikkate alınmaz. İhtiyaçlar ve parasal kaygılar kentleşmenin motoru olur ve bu durum şehir için de tam bir felaket olur.

 

Şehrimizde sağlam, güvenilir, kaliteli, uzun ömürlü, kullanışlı, estetik yapıların ve yapılaşmaların olması, hepimizin yürekten inanması gereken temel ilkedir. Bu olimpiyatların ve ortaya konulacak projelerin bu zihniyete katkı yapacağına inanıyorum.

 

Planlı Kentleşme

 

Bu olimpiyatlar, Trabzon şehrine çakılacak her çivinin düşünülerek ve tartılarak çakılması gerektiğini ortaya koyar, bizlere öğretir. Modern şehirleşmenin temel kuralı planlı ve programlı şehirleşmedir. Bu olimpiyatlar sayesinde, geliştirilen projelerin sağlıklı ve detaylı incelenmesi anlayışı gelişmektedir. Böyle organizasyonların Trabzon'da yapılması kentleşme konusundaki profesyonelliği artırmaktadır.

 

Bu tür yarışmalar aslında şöyle bir gizli telkinde bulunmaktadır: Sağlıklı şehirleşmede, bir müteahhidin elinde bir bina projesiyle belediyeden onay alma modeli yoktur. Modern kentleşmede proje sadece binalardan oluşmamaktadır. Bir kentsel yapı projesi, tüm çevresel ve sosyolojik boyutlarıyla çözüm sunmalıdır. Kaldı ki bu projenin aynı zamanda, şehir için planlanan genel yapılaşma süreçlerine de tam uyumlu olması gerekir.

 

Örneğin, benim hep dikkatimi çekmiştir. Türkiye'nin tüm şehirlerinde meslek liseleri ilgili oldukları sanayi alanlarında olmak yerine, mahallelerin içinde kurulmuşlardır. Bu durum sosyolojik olarak uygun olmadığı gibi fonksiyonel bile değildir. Nitekim meslek liseleriyle iş kolları arasındaki sağlıklı bağ hala kurulamamıştır.

 

Önceliklerin Doğru Belirlenmesi

 

Kentleşme ile ilgili proje olimpiyatlarının Trabzon'da yapılması, Trabzon şehrinin temel önceliklerinin de tartışılmasına zemin hazırlayabilir. Projeler incelenirken, öncelikler ve planlamalar doğal olarak gündeme gelecek ve şekillenecektir. Trabzon şehri kalkınma ve kentleşme sürecinde önceliklerini ve yoğunlaşacağı alanları belirlemek durumundadır.

 

Şehrin planladığı kalkınma modeliyle kentleşme biçimi arasında uyum olması gerekir.

 

O şehirdeki insanların, mutlu, huzurlu, kolay ve verimli yaşayabilmeleri için bu uyum şarttır.

Örneğin ben, tüm çevresiyle Trabzon şehrinin kalkınma modelinin merkezine turizmin konulması gerektiğini düşünüyorum. Bu olimpiyatların beklenen katkıyı yapabilmesi için, kentleşmenin öncüsü olacak temel kalkınma modeli olarak buradan turizmi öneriyor ve tartışmaya açıyorum.

 

Çünkü Trabzon sadece şehir alanına sıkışmış bir coğrafi alanın adı değildir. Bu şehirde herkesin köyünde ikinci bir hayat alanı ve geçim mücadelesi vardır. Eğer Trabzon şehrini, şehirde kışın başını sokacak bir yer arayan insanların taleplerini karşılamaya odaklanarak planlarsak modern gecekondular üretiriz. Önce şehrin öncelikli kalkınma modellerini belirlememiz, tabiri caizse şehre bir kimlik vermemiz gerekir.

 

Kentleşme bir şehrin tepeden tırnağa giydirilmesidir. Bu itibarla bu tür proje yarışmaları aslında tasarım çalışmalarına benzer. Kimliğini karakterini belirlemeden, örneğin cinsiyetini bilmeden, bir insana doğru elbiseyi giydirebilir misiniz? Doğru renkleri seçebilir misiniz?

 

Trabzon bir şehir değil, bölgenin adıdır. Bu bölge Gresun, Rize, Gümüşhane, Bayburt ve Artvin illerini de içine alan çok geniş bir kalkınma alanıdır. Trabzon'u tüm bu illerle bir bütün olarak planlamak gerekir. Bu yönüyle baktığımızda, "Trabzon şehrinin kentleşme biçimi nasıl olmalıdır?" sorusunun cevabı o kadar basit değildir. Tarım, ticaret ve turizm gibi üç ana kalkınma ayağıyla karşı karşıya olduğumuzu görürüz.

 

Tarımın her geçen gün insanlarımızı bulundukları yerlerde(köylerinde) tutamadığına şahit olmaktayız. Fındık ve çay geçim kaynağı olmaktan çıkmış, sadece bazı aileler için ek gelir konumuna düşmüştür. Bu iki tarım alanı da her geçen gün ekonomik değerini kaybetmektedir.

 

Ticaret ise türev bir sektördür. Eğer sanayiniz yeterliyse ve şehre para pompalayabiliyorsa bir değer ifade eder. Şehirde ticareti canlandırmak ve refahı artırmak sanayi ile mümkün görünmüyor. Doğru ve stratejik de değildir.

 

Trabzon bölgesinin en sağlam ve kullanılabilir kaynağı doğası ve tarihidir. Dağları, yaylaları, yeşil vadileri, dereleri ve en önemlisi denizidir. Ayrıca tüm bu doğal yaşam alanlarının içine serpiştirilmiş bir tarihsel geçmişi de vardır.

 

Öyleyse şehre refah pompalayabilecek en önemli ve öncelikli kalkınma modeli turizm olmalıdır.

 

Bu olimpiyatlar, turzim imkanlarının geliştirilmesine yönelik projelerin artmasına vesile olabilir umudundayım. Ancak bu turizme dayalı kalkınma hamlesi, yayladaki Fadime ninemizin gelenler yağmurdan korunarak bir mangal yakabilsin diye mereğini misafirlere kullandırmasıyla gerçekleşemez. Planlı, programlı ve projeli bir yatırım süreci gerektirir.

 

Eğer bu kentleşme yaklaşımları, turizmi canlandırma hamlesiyle beraber projelendirilebilirse anlamlı ve değerli olur. Kalıcı olur. Örneğin, Trabzon ve bölgesinde turizmi öncelediyseniz, konutlaşma biçimlerini ve yerlerini ona göre projelendirmek durumundasınız. Uygun oteller, dinlenme mekanları,  pansiyon ve devre mülk sistemleri geliştirmelisiniz. Şehrin burada sürekli yaşayan yerli sakinleriyle, şehre turizm çerçevesinde gelen insanların konaklama biçimlerini farklı dizayn etmek zorundasınız.

 

Kısacası bu olimpiyatların, "neye göre, nasıl bir kalkınma modeline göre; nasıl bir kentleşme modeli geliştirilmelidir?" sorusunu tartışmaya açtığını ve bu olimpiyatlar vesilesiyle bu sorunun cevabının önümüzdeki günlerde aranacağını ümit etmekteyim.

 

Trabzon'un Bölge Lideri Olması

 

Bu organizasyonlar Trabzon'un geçmişten bugüne kadar var olan bölge lideri şehir olma konumunu güçlendirir. Özellikle bu projeler sayesinde atacağı doğru adımlarla bölgedeki diğer illerin sağlıklı şehirleşmesine örnek teşkil edebilir.

 

Bu çalışmalar, Trabzon şehrinin büyükşehir olmadan önceki hazırlık çalışmaları olarak değerlendirilmelidir.

 

Önümüzdeki günlerde cevabını aramamız gereken temel soruyu sizlerle paylaşarak bu olimpiyatların yapabileceği esas katkıyı özetlemek istiyorum:

 

 "Doğu Karadeniz Bölgesi'nin lider vilayeti olan, büyükşehir statüsünde olan ve kalkınma modelini turizm olarak belirlemiş olan Trabzon şehrinin ketleşme planları ve projeleri neler olmalıdır?

 

Tüm bu tahlil ve temennilerin üzerine, dernek yöneticisi sıfatıyla en önemli gördüğüm şu konuya da değinmek istiyorum:

 

Bu tür güzel organizasyonların yukarıda bahsettiğim katkıları sağlayabilmesi için temel ön koşul "etkin bir lobicilik" faaliyetidir.

 

Trabzon birçok yönüyle dünya arenasındaki Türkiye'ye benzemektedir. Türkiye Ortadoğunun lider ülkelerindendir. Trabzon da Doğu Karadeniz Bölgesi'nin lider vilayetidir. Türkiye'nin köklü bir tarihi ve networkü vardır, Trabzon'un da köklü bir tarihi ve dünyanın her yerinde bağ kurabileceği insanı vardır. Ve sonuncusu, en çok benzeştikleri yönleri; Türkiye de Trabzon da bu avantajlarını kullanacak etkin bir lobicilik sistemine sahip değillerdir. 

 

Karadeniz Bölgesinin her ilinin, her ilçesinin ve hatta birçok köyünün büyük şehirlerde ve yurtdışında dernekleri vardır. Aslında altyapı hazırdır. Dernekler vardır, o derneklerde kaliteli insan gücü vardır. Ancak hepsi bir yere savrulmuştur. Bir araya gelmeyi başaramıyorlar, ortak proje çıkaramıyorlar, ortak iş üretemiyorlar. Yani un var, şeker var, su var ancak karışıp bir türlü helva yapamıyoruz. Ortak değerler oluşturup Bölgeye katkı sağlayacak birliktelikler geliştiremiyoruz. Eksik olan lobicilik yapacak organizasyonlardır.

 

Lobicilikteki eksikliğe dikkat çekmemin nedeni, bu tür olimpiyatlardan şehrimize fayda sağlamak için bu şehrin arka planındaki o büyük gücü harekete geçirmek gerektiğine olan inancımdır. Trabzon şehrinin çok güçlü bir lobicilik altyapısı vardır. Bu altyapının bölgenin kalkınmasında temel motor olacak olan turizm yatırımlarına destek vermesini sağlamak gerekir. Bu büyük gücün kararlı , uzun vadeli  ve de sabırlı takibe muhtaçtır.

 

Trabzon şehri ve Karadeniz bölgesi kalkınmasını ve buna bağlı olarak geliştireceği ketleşme projelerini dışarıdaki asıl gücünü arkasına almadan başaramaz. Lobicilik sistemleri oluşturarak projelerin hayata geçirilmesi gerekir. Aksi halde sadece devletin ya da belediyenin projeleriyle topyekün bir kalkınma ve kentleşme mümkün olamaz. Bu şehrin kalkınma ve kentleşme projelerinin içerisine Trabzon'un dışarıda yaşayan ekonomik güçleri dâhil edilmelidir. Bu önemli güc mutlaka ikna edilmelidir. Hiç küşkusuz devlet ve hükümetler oyalayıcı , günü gün yapan anlayışını ciddi cidi gözden geçırmeli . Turizm alt yapısı devlet ve hükümetler tarafından ysapılmalıdır.Geçmiş yıllarda uygulamaları var . Malı sahibinden kıskanmamalı.

 

Bu ititbarla ifade ettiğimiz tüm temennilerin gerçekleşmesinin ön koşulu, bu şehrin değerlerini bulup buluşturacak, onları kar dürtüsünden öte sorumluluk duygularıyla ikna edecek ve bu şehirde yatırıma yönlendirecek bir gizli ele ihtiyaç vardır. İşte bu el lobicilik faaliyetleridir.

 

 

Siz de Bir Yorum Bırakmak İster misiniz?