Trabzonspor ve Lobicilik - 2
TRABZONSPOR VE LOBİCİLİK-2
Lobicilik aslında hak ettiğini alabilme mücadelesidir. Verilen emeğin
karşılığını masada kaybetmeme uğraşıdır. Yoksa medyayı ve hatta siyasetçileri
bile kullanarak hak etmediği kupayı iç etme mücadelesi değildir. Bu nedenle,
Trabzonspor camiası iyi bir lobi sistemine, hak ettiklerini kaybetmemek için
muhtaçtır.
Düşünün. Adamın biri geceleyin evin birine giriyor. Tüm odaları talan
ediyor,iş bohçasını iyice dolduruyor. Uyuyan ev sahibinin başucundaki kupayı da
usulca çuvalına atıveriyor. Ev sahibi bu gürültüye uyanıyor uyanmasına ama
kalkıp da engel olmaya cesaret bile edemiyor. “Şimdi uyansam, kavga etsem işin
nereye varacağı belli olmaz. Mışıl mışıl
uyuduğum şu güzel evimi de kaybedebilirim. En iyisi uyuma numarası
yapıp davetsiz gelen kötü niyetli
kimsenin evi terk etmesini bekleyeyim.”
diye düşünüyor. Hatta gürültüyle uyanan ve mücadele etmek için harekete geçen
diğer odadaki çocuklarını bile duymazdan geliyor.
Maalesef kupamız elimizden
alınırken, mücadeleyi göze alamamış ve uyuma numarası yapanlar bir gün vicdan muhasebesi yaparken
eminim çok çile çekecekler.
Olayın sıcak olduğu günlerde İstanbul’da verilen lobicilik mücadelesi bu
acı gerçeğe en güzel örnektir. “Çok kere zor oyunu bozar” diye güzel bir
atasözümüz vardır. Bu sözden hareketle gariban taraftarımız karda kışta beş bin
insanı toplayarak İstanbul’da bir yürüyüş tertip etti. Buradaki tek düşünce
verilmeyen haklarını istemekti. Trabzonspor adına medyada ahkam kesenler bu yürüyüşe katılma cesaretini bile
gösteremediler. Basın mensupları ise,
isim sahibi bir Trabzonspor yöneticisi bulup onunla haberimi nasıl günün
konusu yapabilirim diye çok çırpındı. Ama bu çırpınış nafileydi. Trabzonspor
tarihi, yapılan bu yürüyüşü bir gün kayıt altına alacaktır. Yaşlısıyla
genciyle gariban taraftarlar bir abide
gibi yürüdüler. Sadece Türk spor camiasına değil dünya spor kamuoyuna adeta tek
yürek olarak seslendiler. Şöyle ki “DÜŞÜRÜN ULAN DÜŞÜRÜN, ŞİKE YAPANI DÜŞÜRÜN”.
Geç de olsa sloganı bulanı, yürüyüşü tertip edenleri bu vesileyle yürekten
kutluyorum. Hem de binlerce defa. Çünkü o muhteşem ve heyecanlı kalabalık hiçbir
taşkınlık yapmadan seslerini duyurup dağıldı. Oraya olay çıkabilir diye
gelmeyen korkaklara denecek sözleride her halde Trabzonspor tarihi bir gün
kayıt altına alacaktır.
Bu acı gerçeği neden hatırlatıyorum biliyor musunuz? Şunu vurgulamak
istiyorum: Artık gücün kaynağı sivil insiyatiftir. Eğer sivil alanda güçlü
bir LOBİ SİSTEMİ kuramazsak ve bunu tıkır
tıkır işletemezsek başımıza bu felaketler hep gelecektir. Koca camia hep
frikikten gol yiyen defans oyuncuları gibi bunu
seyreder durur. Tam da bu günkü gibi.
Trabzonspor'un yeterli sayıda ve yaygınlıkta bir taraftar kitlesi yok mu?
Tabi ki var. Bırakın Türkiye'yi dünyada bile organizasyonlar kuracak kadar
değerimiz mevcut. Futbol medyasında potansiyelimiz var mı? Fazlasıyla var.
Diğer tüm kulüpleri etkileyecek düzeyde futbol içinden gelen futbolcularımız,
antrenörlerimiz ve iş adamlarımız var mı? Var. Başka kulüplerin yönetiminde
bulunan arkadaşlarımız bile var. Sivil alanda örgütlenmiş yeterli düzeyde
dernek ve vakıflarımız var mı? Var. Hatta problem yaratacak düzeyde fazla
sayıda var. Siyasette ve bürokraside Trabzonspor'un problemlerini takip edecek
değerlerimiz, uzmanlarımız yok mu? Fazlasıyla var.
Öyleyse nedir bu dağınıklık? Elimizin ayağımızdan, ayağımızın kalbimizden,
kalbimizin midemizden haberi yok. Ben sıkıntılarımızı şu şekilde özetliyorum:
1- En başta birbirimizden haberimiz yok. Büyük şehirlerde aynı mahallede
bile
tanışmıyoruz.
2- Önceliği Trabzonspor'a değil, kendimize ve menfaatlerimize veriyoruz.
3- Birbirimizi kıskanıyoruz.
4- Fikir ayrılıklarımızı Trabzonspor adına bir kenara koyamıyoruz.
5- İlçecilik ve hatta köycülüğe kadar mikro ayrımcılık yapıyoruz.
Sözün özü şu değerli dostlarım:
Uçsuz bucaksız bir otağımız var, özgürce yayılıyoruz, ancak başımızda
çatımız kalbura dönmüş, Trabzon'u ve Trabzonspor'u hem Türkiye'de
hem de dünyada layık olduğu konuma ulaştıracak bir el gerekiyor. Özü ve ruhu
amatör ancak işleyiş olarak tamamen profesyonelce çalışan bir lobi sistemi
gerekiyor. Unutmayalım, ALLAH her kuş için bir solucan bahşetmiştir . Ancak onu
kuşun ağzının içine yerleştirmemiştir. Çalışmak gerek, gayret
etmek gerek. Çalışmamak durgun su gibidir, BOZULUP KİRLENİR.
Bir sonraki yazımızda, Trabzon ve futbol üzerine yine eski günlere
gideceğiz. Sevgili okular . Yapmış olduğunuz yorumları büyük bir dikkatle
okuyor özel arşivime koyuyorum. Her yazdığımyazı ücbinden fazla okunuyor . bu
da bana ayrı heyecan veriyor. Herkese çok teşekkür ederim.Sürç-i lisan ettiysek af ola. Sağlıcakla kalın.
Siz de Bir Yorum Bırakmak İster misiniz?