Trabzonspor ve Lobicilik - 2


11.Mart.2024  |   289 Görüntülenme    |      |  


TRABZONSPOR VE LOBİCİLİK-2

 

Lobicilik aslında hak ettiğini alabilme mücadelesidir. Verilen emeğin karşılığını masada kaybetmeme uğraşıdır. Yoksa medyayı ve hatta siyasetçileri bile kullanarak hak etmediği kupayı iç etme mücadelesi değildir. Bu nedenle, Trabzonspor camiası iyi bir lobi sistemine, hak ettiklerini kaybetmemek için muhtaçtır.

 

Düşünün. Adamın biri geceleyin evin birine giriyor. Tüm odaları talan ediyor,iş bohçasını iyice dolduruyor. Uyuyan ev sahibinin başucundaki kupayı da usulca çuvalına atıveriyor. Ev sahibi bu gürültüye uyanıyor uyanmasına ama kalkıp da engel olmaya cesaret bile edemiyor. “Şimdi uyansam, kavga etsem işin nereye varacağı belli olmaz. Mışıl mışıl  uyuduğum şu güzel evimi de kaybedebilirim. En iyisi uyuma numarası yapıp   davetsiz gelen kötü niyetli kimsenin  evi terk etmesini bekleyeyim.” diye düşünüyor. Hatta gürültüyle uyanan ve mücadele etmek için harekete geçen diğer odadaki çocuklarını bile duymazdan geliyor.

 

Maalesef  kupamız elimizden alınırken, mücadeleyi göze alamamış ve uyuma numarası  yapanlar bir gün vicdan muhasebesi yaparken eminim çok çile çekecekler.

 

Olayın sıcak olduğu günlerde İstanbul’da verilen lobicilik mücadelesi bu acı gerçeğe en güzel örnektir. “Çok kere zor oyunu bozar” diye güzel bir atasözümüz vardır. Bu sözden hareketle gariban taraftarımız karda kışta beş bin insanı toplayarak İstanbul’da bir yürüyüş tertip etti. Buradaki tek düşünce verilmeyen haklarını istemekti. Trabzonspor adına medyada ahkam kesenler  bu yürüyüşe katılma cesaretini bile gösteremediler. Basın mensupları ise,  isim sahibi bir Trabzonspor yöneticisi bulup onunla haberimi nasıl günün konusu yapabilirim diye çok çırpındı. Ama bu çırpınış nafileydi. Trabzonspor tarihi, yapılan bu yürüyüşü bir gün kayıt altına alacaktır. Yaşlısıyla genciyle  gariban taraftarlar bir abide gibi yürüdüler. Sadece Türk spor camiasına değil dünya spor kamuoyuna adeta tek yürek olarak seslendiler. Şöyle ki “DÜŞÜRÜN ULAN DÜŞÜRÜN, ŞİKE YAPANI DÜŞÜRÜN”. Geç de olsa sloganı bulanı, yürüyüşü tertip edenleri bu vesileyle yürekten kutluyorum. Hem de binlerce defa. Çünkü o muhteşem ve heyecanlı kalabalık hiçbir taşkınlık yapmadan seslerini duyurup dağıldı. Oraya olay çıkabilir diye gelmeyen korkaklara denecek sözleride her halde Trabzonspor tarihi bir gün kayıt altına alacaktır.

 

Bu acı gerçeği neden hatırlatıyorum biliyor musunuz? Şunu vurgulamak istiyorum: Artık gücün kaynağı sivil insiyatiftir. Eğer sivil alanda güçlü bir  LOBİ SİSTEMİ  kuramazsak  ve bunu tıkır tıkır işletemezsek başımıza bu felaketler hep gelecektir. Koca camia hep frikikten gol yiyen defans oyuncuları gibi bunu  seyreder durur. Tam da bu günkü gibi.

 

Trabzonspor'un yeterli sayıda ve yaygınlıkta bir taraftar kitlesi yok mu? Tabi ki var. Bırakın Türkiye'yi dünyada bile organizasyonlar kuracak kadar değerimiz mevcut. Futbol medyasında potansiyelimiz var mı? Fazlasıyla var. Diğer tüm kulüpleri etkileyecek düzeyde futbol içinden gelen futbolcularımız, antrenörlerimiz ve iş adamlarımız var mı? Var. Başka kulüplerin yönetiminde bulunan arkadaşlarımız bile var. Sivil alanda örgütlenmiş yeterli düzeyde dernek ve vakıflarımız var mı? Var. Hatta problem yaratacak düzeyde fazla sayıda var. Siyasette ve bürokraside Trabzonspor'un problemlerini takip edecek değerlerimiz, uzmanlarımız yok mu? Fazlasıyla var.

 

Öyleyse nedir bu dağınıklık? Elimizin ayağımızdan, ayağımızın kalbimizden, kalbimizin midemizden haberi yok. Ben sıkıntılarımızı şu şekilde özetliyorum:

 

1- En başta birbirimizden haberimiz yok. Büyük şehirlerde aynı mahallede bile

     tanışmıyoruz.

2- Önceliği Trabzonspor'a değil, kendimize ve menfaatlerimize veriyoruz.

3- Birbirimizi kıskanıyoruz.

4- Fikir ayrılıklarımızı Trabzonspor adına bir kenara koyamıyoruz.

5- İlçecilik ve hatta köycülüğe kadar mikro ayrımcılık yapıyoruz.

 

Sözün özü şu değerli dostlarım:

 

Uçsuz bucaksız bir otağımız var, özgürce yayılıyoruz, ancak başımızda çatımız  kalbura dönmüş, Trabzon'u ve Trabzonspor'u hem Türkiye'de hem de dünyada layık olduğu konuma ulaştıracak bir el gerekiyor. Özü ve ruhu amatör ancak işleyiş olarak tamamen profesyonelce çalışan bir lobi sistemi gerekiyor. Unutmayalım, ALLAH her kuş için bir solucan bahşetmiştir . Ancak onu kuşun ağzının içine yerleştirmemiştir. Çalışmak gerek, gayret etmek  gerek. Çalışmamak durgun su gibidir, BOZULUP KİRLENİR.

 

Bir sonraki yazımızda, Trabzon ve futbol üzerine yine eski günlere gideceğiz. Sevgili okular . Yapmış olduğunuz yorumları büyük bir dikkatle okuyor özel arşivime koyuyorum. Her yazdığımyazı ücbinden fazla okunuyor . bu da bana ayrı heyecan veriyor. Herkese çok teşekkür ederim.Sürç-i lisan ettiysek af ola. Sağlıcakla kalın.

 

 

Siz de Bir Yorum Bırakmak İster misiniz?